Posts tagged ‘Paulo Coelho’

Yaşamın Amacı: Peki Şimdi Ne Olacak?

Nasıl iddialı bir başlık oldu böyle, yazdıktan sonra durdum ve kocaman derin bir nefes aldım. Bu haftaki bir koçluk seansı ve üzerine de Paulo Coelho’nun yeni kitabı Akra’da Bulunan Elyazması’nda aynı konu ile karşılaşınca böyle bir başlık ortaya çıktı. Haddimi bilerek yazıyorum yazının devamını, ağır cümleler Coelho’dan geliyor:-)

Şu ana kadar hep örnek gösterilen, hatta her önemli karar öncesi mutlaka danışılan pek değerli bir yöneticiydiniz. Sonra belki hızlı, belki yavaş bir şeyler değişti ve iş artık yaşamınızın merkezinde yer alacak kadar kocaman bir alan olmaktan vazgeçti. Sonra aile yaşamınıza dönüp baktınız, orada da herkesin kendi yolunu çoktan çizmiş olduğunu daha da çarpıcı bir şekilde fark ettiniz. Peki şimdi ne olacak? Evet bir kaç tane hobi, dernek faaliyeti var ele güne karşı “meşgul” görüntüsü yaratacak. Ancak asıl soru farklı “Peki şimdi ne olacak? Yeni bir işe mi başlasam? Bu kadar birikimim var, danışmanlık yapabilirim, tam zamanı aslında Evet, bugün tam olarak konuşmak istediğim konu bu.” diye başlayan derin bir koçluk seansı…

Tüm seansta çevresinde dolaştığımız endişe, nasıl “en” olmaya devam edebilirimden sıyrıldığımızda, ya da daha derine indiğimizde karşımıza yalnızlık çıktı birdenbire. İyi ki de çıktı, hoş geldi:-) Sevgili müşteri o kadar yıl sonrasında fark etti ki hiç tam anlamıyla yalnız kalmamış. Hep birileri olmuş, birileri takdir etmiş, birilerinden daha başarılı olmuş. Peki yalnız olunca ne olacak? Kendine dönünce, yaşamın amacını sadece kendin olabilmek olarak tanımladığında neler olacak?

Bu seansın devamında kitapta karşılaştığım şu satırlar o kadar keyifli geldi ki:-)

“Herhangi bir ırmağa sorunuz: “Gece gündüz aynı yönde akıp durmaktan başka bir şey yapmıyorken kendini yararsız hissettiğin olmuyor mu?” Şöyle cevap verecektir: “Amacım işe yaramak değil, amacım ırmak olmaktır.” Tanrının gözünde dünyadaki her şeyin bir işlevi vardır. Ağaçtan düşen yaprağın, başımızdan dökülen saçın, sırf rahatsızlık verdiği için öldürülen bir böceğin. Her şeyin varlığının bir sebebi vardır. Çok geçmeden bu sorunun zehri içine işleyecek ve her ne kadar yürürsen, beslensen, uyusan ve hoşça vakit geçirmeye çalışsan da erkenden ölmüş olacaksın. İşe yaramaya çalışma. Kendin olmaya çalışman yeterlidir ve büyük bir fark yaratır. Ruhundan daha hızlı ya da daha yavaş yürümene gerek yok; çünkü hangi konuda işe yarayacağını, attığın her adımda ruhun sana öğretecek. Kimi zaman tarihin gidişatını değiştiren büyük bir mücadeleye katılarak işe yarayabilirsin. Kimi zamansa yolda tesadüfen karşına çıkan birine sebepsiz yere gülümseyerek. Başkalarına gerçek anlamda iyilik eden kişilerin asıl amacı işe yaramak değil, ilginç bir yaşam sürmektir. Öğüt vermeye değil, örnek olmaya çabalarlar. Aradığın bu olsun: Daima yaşamayı arzuladığın şeyleri yaşa.”

Devamında bir kaç koçluk sorusu:

-Sizin için yalnızlık ne demek?

-Kendinizle baş başa kalmak için neler yapıyorsunuz?

-Kendinizle baş başa kalmak Sizin için nasıl bir deneyim?

-Kendinizi fark etmek için neler yapıyorsunuz?

-Peki , şimdi ne olmasını istiyorsunuz?

Mine Kobal Ok, ACC

Ekim 17, 2012 at 1:33 pm 3 yorum

Beş Keşke

ImageGenellikle pişmanlık ifadelerinin yapılan bir şeyler sonrasında geldiğini düşünürüz. Ancak yap(a)madıklarımız, keşkelerimiz çoğu zaman daha kocaman pişmanlık cümlelerine dönüşebilir.

Paulo Coelho blogunda dün Bonnie Ware’nin yaşamda yapamadıklarımızı ve pişmanlıklarımızı anlattığı bir yazısının özetini paylaşmış. O yazıdan bende kalan notları yazmak istedim bugün.

Bonnie Ware Uzun yıllardan bu yana palyatif bakım ile ilgili çalışıyor ve genellikle hastalarının yaşamlarının son üç ile on iki haftalarında onlarla birlikte oluyor. Hayatlarının bu son günlerinde onlara yaşamlarındaki pişmanlıkları, keşkeleri sorduğunda en sık karşılaştığı yanıtlar işte böyle…

1. Keşke başkalarının benden beklediği yaşam yerine, gerçek beni yaşayacak cesaretim olsaydı.

Bu cümle ile ilgili kaç yaşından sonra bir şeyler yapmaya başlıyoruz gerçekten şaşırtıcı. Okul, iş, evlilik, ev taksitleri, çocukların okulu gibi gibi hepimizde neredeyse aynı olan bir liste ve yanında “aslında ben…. “ diye başlayan cümlelerimiz.

2. Keşfe bu kadar çok çalışmasaydım.

Kimin sözüydü hatırlamıyorum. “Kimse ölüm döşeğinde keşke daha fazla çalışmış olsaydım demeyecek” gibi bir cümleydi sanırım. Çalışmak üretmek, kendini gerçekleştirebilmek adına müthiş bir hediye bana göre. Ancak yine de ne için çalıştığımızı unutacak kadar çok çalışabiliyoruz. Ne kadar verimli çalışıyoruz? Ya da dolu dolu çalıştığımız bir günün sonrasında sevdiklerimize nasıl yaklaşıyoruz?

3. Keşke duygularımı ifade edecek cesaretim olsaydı.

Duygularımızı pembe olanları ve olmayanları nasıl paylaşıyoruz? Ne kadarını kendi varsayım kazalarımızla birlikte içimizde yaşıyoruz? Sonrasında tuzsuz ve mekanik olmayı nasıl beceriyoruz?

4. Keşke arkadaşlarımla daha sık birlikte olsaydım.

Şükür Facebook var da tüm eski okul arkadaşlarımıza kavuştuk. Yine de arkadaşlıklarımızı ne kadar sanal ne kadar gerçek yaşıyoruz?

5. Keşke daha çok mutlu olmayı seçseydim.

Benim en sevdiğim keşke ifadesi bu oldu. Mutlu olmanın kendi seçimimiz olduğunu hatırlamak ne kadar değerli bir dönüm noktası. “Ne istiyorum?” sorusunu bu yüzden çok seviyorum.

Mine Kobal Ok

Mayıs 5, 2012 at 7:06 pm Yorum bırakın


Yeni gönderimlerden haberdar olmak için e-posta adresiniz

Diğer 86 aboneye katılın