Posts tagged ‘Merak’

YolunAçık Yaratıcı Yolculuk Semineri

YolunAçık

Coaching House Yaratıcı Yolculuk Semineri

Önümüze açılan yollar arasından yaptığımız seçimlerle  bugünümüze ulaştık.

Peki yolculuğumuzun devamında neler olacak sizce?

Coaching House olarak, kendi yolculuğumuza çıkmak için farkındalık ve istekle hazırlandığımızda yolumuzun açık olduğunu biliyoruz.

Şimdi de merak ediyor ve size soruyoruz;

  • Çıkmayı çok istediğiniz ancak tam da adını koyamadığınız,
  • Hep çıkmaya niyet edip de ertelemek için bahaneler bulduğunuz,
  • Veya şimdi üzerinde olduğunuz ve yönünü değiştirmek istediğiniz o yola;

Bir fırsat yaratıp doya doya bakabilmek,

İnce ince planlayıp, koordinatlarını yaşam haritanızda belirlemek

Ve yolunuzu bu defa farkındalıkla ve kararlılıkla tekrar seçebilmek

İster miydiniz, cesaret eder miydiniz, keyif  alır mıydınız?

 

Yanıtınız “EVET” ise kendi yolculuğunuzu planlamaya şimdiden hoş geldiniz:-)

 

 

Dışarıya bakan rüya görür, içeriye bakan uyanır. Carl G. Jung

“YolunAçık” programını, kendi yolculuğunu tasarlamak ve yola çıkmak isteyenler için oluşturduk.

Yeni program için mutfağa girdiğimizde kendimize sorduğumuz ilk soru “Yaşamdan nasıl daha keyif alabiliriz?” oldu. “İşten ve sosyal hayattan başlayıp kendi içimize nasıl bir yolculuk tasarlayabiliriz?” diye düşünmeye ve hayal kurmaya devam ettik. Sonrasında kendimize biz nasıl bir program olsa koşa koşa katılmak isteriz diye sorduk.

Öyle bir program olmalı ki;

  • Çok değerli farkındalık sahneleri deneyimleyebilelim,
  • İçinde bilgi olsun, ancak konuşarak, dinleyerek, sessiz kalarak, görerek,bakarak, dokunarak,hissederek,keyif alarak öğrenelim,
  • Sadece öğrenmekle de kalmayalım, sonrasında yaşamımıza taşıyabilelim,
  • Kendimizin; deneyimlemek, olmak istediğimiz halimizle tanışalım,
  • Çevremizdekiler  bu program sonrası  mutluluğumuzu farketsinler, onlara da yansısın,
  • Daha önce katıldığımız hiç bir eğitime/ seminere/ atölye çalışmasına benzememek gibi bir iddiası da olsun.

Sonrasında çok çalıştık, okuduk, sorduk, soruşturduk, düşündük, yazdık, çizdik, sildik, ince ince dokuduk ve sizlerle paylaşmaya hazır yepyeni üç modül oluşturduk;

                                   1. Modül:  Farkındalık

                                   2.Modül:  Gelişim

                                   3.Modül:  Değişim

 

Neden YOLa  Çıkıyoruz?

Koçluk yaklaşımıyla oluşturulan üç modülün sonunda;

  • Yaşamın bütününe daha gülümsüyerek bakmak,
  • Profesyonel, sosyal ve özel yaşamdan daha keyif almak,
  • Kendi yolculuğumuzun rotasını kendimiz çizmek için adım atmış ve detaylı bir plan yapmış olacağız.

Olacaksınız yerine olacağız diyoruz, çünkü iletişimin çok yönlü olduğu bir programa sizleri davet ediyoruz. Sadece bir bilen, öğreten ve öğrenenler yerine, açık ve keyifli paylaşımlarla hep birlikte zenginleşeceğimiz, büyüyeceğimiz, büyüleneceğimiz bir yolculuk tasarladık. Sürpriz konuklar, hikayeler, uygulamalarla yeni renkler yeni rotalar keşfedecek olmanın heyecanını yaşıyoruz.

Siz de kendinizi ve olmak isteyeceğiniz versiyonunuzu keşfetmek istiyorsanız sizinle  yol arkadaşı olmak istiyoruz.

 

                        Bizler düşlerin malzemesiyiz.  W.Shakespeare

Birinci Modül: Farkındalık

Hadi “Yolumuz”a bakalım:-)

Devam eden iki modüle temel oluşturacak ilk modülde özetle duygular, düşünceler ve davranışlar arasındaki ilişkiyi deneyimleyeceğiz.

Bireysel farkındalık ile gerçek anlamda tanışmak, anda kalmayı, akışta olmanın keyfini tatmayı konuşacağız, dinleyeceğiz, anlayacağız ve deneyimleyeceğiz. Böylece hem kendi yaratıcı potansiyelimizle tanışacak, hem de yanıt aradığımız alana yönelik farklı bakış açılarını değerlendirebileceğiz.

Farklı bakış açıları derken kendimiz kaynaklı keyifli deneyimlerin yanısıra, hayal kahramanları, bilim insanları veya antik çağdan  konuklar da davet edeceğiz.

İkinci Modül: Gelişim

Yolculuk nereye bilirsen

 “Yol Açık”

Yolun açık olduğunu bize hatırlatacak kıvılcımı büyütmeye başladığımız Gelişim Modülünde yeni zihinsel alışkanlıklar geliştirmek üzere olası tüm detayları ile yaratıcı yolculuğumuzu tasarlayacağız.

Önce tüm farkındalığımızla yaşamamızın farklı alanlarında nasıl bir başarı/ mutluluk hikayesi yazmak istediğimize karar vereceğiz.

Hikayemizi farklı iç seslerimizden dinleyeceğiz, sonrasında onu nasıl yaşayacağımıza karar vereceğiz. Fon müziğinden, dekor seçimine kadar çekim setini tasarlayacağız. Farklı sahnelerde baş rolü kimlerle paylaşacağımıza, yardımcı rollerde kimleri görmek istediğimize karar vereceğiz.

Nasıl bir yolculuk hikayesini canlandırmak istersiniz? Pembe romantik bir film mi, yoksa bol adrenalinli bir macera filmi mi? Siz karar vereceksiniz

Üçüncü Modül: Değişim

Çantaları hazırlıyoruz: Hadi artık “Yola Çık”

Artık çantamızı hazırlıyoruz. Yolda yanımıza neler almak istiyoruz? Hem tüm ihtiyaçlarımızı karşılaya

cak, hem de hafif bir çanta hazırlamak mümkün mü?

Nereye gidersek gidelim, hep bizimle olacak değerlerimizi nasıl yaşayacağımızı bu modülde konuşacağız ve uygulama adımlarını deneyimleyeceğiz. Başka bir ifadeyle kendimizin en iyi hali olmanın tadını çıkarmaya başlayacağız.

Kendimizle olan ilişkimizden başlayarak, profesyonel,sosyal ve özel yaşamda sade, sakin ve içten halimizi resmedeceğiz.

 

 Güle Güle:)

“YOLuna ÇIK,  çünkü  YOLun AÇIK”  

 

 

 YolunAçık için notlar;

 

Farkındalık, Gelişim ve Değişim’in keyifli olduğu kadar zorlu bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yolun başındaki yüksek motivasyonunuzu korumak ve  daha da canlandırmak için sizleri yol arkadaşlarınızla biraraya getirmeyi öneriyoruz. Özellikle de çıkılacak bir yolunuzun olduğunu ve yolunuzun açık olduğunu duymanın çok değerli olduğu  dönüm noktalarında:-)

İlk modül: Farkındalık

Tarihler: (Toplam 18,5 sat)

04 Ekim 2012 Perşembe    (19:00-21:30)

05 Ekim 2012 Cuma           (09:30-17:30)

06 Ekim  2012 Cumartesi  (09:30-17:30)

Yer: İstanbul/Avrupa Yakası (Daha sonra yer bilgisi netleştirilecektir)

Katılım Bedeli : 550 TL +KDV

31 Temmuz’a kadar  yapılacak ödemelerinizde % 30 indirim

31 Ağustos’a kadar   yapılacak ödemelerinizde % 20 indirim

15 Eylül’e kadar  yapılacak ödemelerinizde       %10  indirim

Sorularınız için info@coachinghouse.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Websitemizdeki kayıt formunu doldurarak programa başvurabilirsiniz.

  

 

Haziran 17, 2012 at 2:06 pm Yorum bırakın

Da Vinci’den Koçluk Soruları

Kitapçılardaki 10 adımda, 10 günde, 3 dakika diye başlayan kişisel gelişim kitaplarından sıkıldıysanız, ancak yine de bir kaç ipucuna sıcak bakıyorsanız, Rönesans döneminden, Büyük Üstat’dan bir kaç tavsiye almak Size nasıl gelirdi?

Dün ICF’in (International Coaching Federation) Coaching World dergisini okurken Michael Gelb’in Leonardo da Vinci Gibi Düşünmek kitabıyla tekrar karşılaşmak, eski bir okul arkadaşıyla karşılamak gibi geldi. Aydınlanma Çağından bugünün günlük ya da profesyonel yaşamına keyifle taşınabilecek Da Vinci’nin yedi prensibine, bir de koçluk penceresinden bakmak, üzerinde düşünecek/ tartışacak bir dolu malzeme demekti. Ya da yine kendime yeni ödevler verme dönemim gelmişti.

Her hafta bir prensip üzerinde odaklanmaya karar verdim. İsterseniz Siz de katılabilirsiniz? Nasıl olacak hiç bir fikrim yok açıkcası. O nedenle sonunda şöyle ya da böyle olacak vaadlerinde bulunamıyorum. Sadece merak ediyorum:-) Siz de merak ediyorsanız, ilk prensip ile başlayabiliriz.

1.Curiosita (Merak): İlk prenip yaşama merak ile bağlı olmak, sormak, araştırmak ile ilgili… Bu merak koçluğun da başlangıç noktası aslında. Sihirli “Ne istiyorum?” sorusu keyifli bir merakla görüşmeyi başlatıyor. Koçluk alan kişi kendi kaynaklarının ne kadar kocaman olduğunu bir merak sonrası keşfedebiliyor. İstediklerine nasıl ulaşabileceğini, kendisini neyin motive ettiğini, kendi değerlerini ve devamında kendi eylem adımlarını hep bir merak ile tanımlıyor.

Bir adım daha geriden koçluk ve merak kavramlarına baktığımızda, koç olma kararının da meraklı bir soru sonrası eylem adımına dönüştüğünü farkediyoruz. Yaşamda neyi merak ediyorsak, ona odaklanıyoruz ve sonuç alıyoruz galiba.

Da Vinci’nin bu ilk prensibinde “merak” kavramının, merak edilen konunun önünde olması işi daha da keyifli kılıyor. Neyi merak ettiğinizin çok da önceliği olmayabiliyor.

Merak ediyor musunuz?

Merak etmek Size neler hissettiriyor?

Merak ettiklerinizin listesi ne kadar uzun?

 

Michael Gelb’den küçük bir ev ödevi:

Önce kendinize 45-60 dakika bölünmeden çalışabileceğiniz rahat bir yer bulun. Sonrasında ise boş bir sayfaya hiç bir kısıtlama olmadan aklınıza gelen tüm soruları yazın. Sorularınız devrik olabilir, hiç önemli değil devam edin. Konularını ve yanıt(sızlık)larını düşünmeden, geriye dönüp okumadan yazmaya devam edin. Neyi merak ediyorsanız sorun. Sadece sorun. “O ayakkabıyı alsam mı?” ve/ya   “Bu dünyaya neden geldim?” sorusu hepsi oyunun kuralına uygun.

On, on beş soru sonrasında benden bu kadar diyebilirsiniz (seminer deneyimlerinden önyargı). Lütfen devam edin, devam ettikçe elleriniz zihninize yetişemeyecek, müthiş sorular gelecekJ En az 100 soru olana kadar devam edin. Bu ev ödevi konvansiyonel bir çalışma, o nedenle kağıt ve kalem ile yapılması tavsiye ediliyor. Çünkü diye başlayan cümlede “beyin, nörolojik yollar, uyum” gibi ifadeler yer alıyor.

Devam eden cümleleri ev ödevi sonrasında okumanız tavsiye olunur:-)

Değerlendirme: Yazdığınız soruları şimdi okuyabilirsiniz. Ne kadar farklı konular Sizin merakınızı uyandırıyor? Sorularınızın yapıları nasıl? (Açık uçlu sorular mı, kapalı uçlu sorular mı?) Hangi konularda ne tip sorular sormuşsunuz? Öne çıkan konu başlıkları neler? Sorularınızı değerlendirdiğinizde kendinizle ilgili neleri farkettiniz? Şimdi Sizi en çok meraklendiran, heyecanlandıran, ilginizi çeken 10 soruyu seçin ve yeni bir sayfaya 10 sorunuzu yazın.

Bu 10 soruyu okuduğunuzda kendinize neleri soduğunuzu farkediyorsunuz?

Neleri gerçekten merak ediyorsunuz?

Nelere odaklanmak istiyorsunuz?

Son Söz: Sorularınızın tadını çıkarın:-)

Mine Kobal Ok

 

 

 

 

 

Nisan 4, 2012 at 8:34 am Yorum bırakın

Meraklı Çocuk Olmak

Çocuklar soru sorarlar. Çocuklar çok soru sorarlar.

Çocuklar  bir iki kelime ile asla geçiştirilemeyecek sorular sorarlar.

Çocuklar keşfettikleri yanıtlarla asla yetinmezler, yeni sorular sormaya devam ederler.

Çocuklar yanıtları buldukça mutlu olurlar.

Çocuklar yanıtlardan yeni sorular ürettikçe mutlu olurlar.

Çocuklar gülümserler. Çocuklar mutludurlar.

Peki büyüyünce ne oluyor?

Büyükdükçe, bahanelerimizi de besledikçe, soru sorma cesaretini göstermekten vazgeçiyoruz. Kısa yoldan yanıtlara ulaşmak istiyoruz, bir yerlere yetişme telaşından merak bile edemiyoruz. Cümlelerimizin sonuna “değil mi?” ifadesini ekleyip, soru görünümlü saptamalarda ustalaşıyoruz. Sormadığımız için, zaman içerisinde kendimizi herşeyi bildiğimize inandırıyoruz ve dinlemekten de vazgeçiyoruz. Kavga etmeye başlıyoruz. Neden kavga ettiğimizi bile hatırlamadan sadece kavga ediyoruz. Belki de başka ne yapabileceğimizi unutmuş olduğumuz için, bilmiyorum.

Sonuç en basit anlamda “iletişim kazaları” oluyor. Bazen kendi kendimizle kurduğumuz iletişimi kaybediyoruz bir yerlerde, kendimize hiç soru sormamaya başlıyoruz, bir şeyleri merak etmeyi ertelemeye başlıyoruz. Ve gülümsemeyi, mutlu olmayı erteliyoruz.

Biraz durup düşündüğümüzde hiç bir şeyi erteleme lüksümüzün olmadığını kendimize hatırlatıyoruz. Sevdiğimiz insanların ölüm haberlerini aldığımızda, yaşama söyle bir soru işaretiyle bakıp, gerçekten neyin değerli olduğunu bir an için de olsa tartıyoruz. Ben de bugün kendime tekrar “Ne istiyorum?” sorusunu sordum. Yaşamda benim için gerçekten nelerin değerli olduğunu bir daha hatırladım, sonra da sevdiklerim için şükrettim.

Meraklı çocuk olarak Sizin sorularınız neler?

Hayatı çok ciddiye almayın. Daha ondan canlı kurtulan olmadı. -Elbert Hubbard

Işıklar içinde uyu sevgili Sarı Siyahlı Kardeşim…

Mine Kobal Ok

Şubat 24, 2012 at 12:48 pm Yorum bırakın


Yeni gönderimlerden haberdar olmak için e-posta adresiniz

Diğer 86 aboneye katılın