Archive for Ocak, 2013

Tek Bir Hayal Çok Hayale Değiyor Olabilir mi?

Can Karaburçak-30 Ocak 2013
Hayaller Çemberi

Slide1

Bir çember yapalım hadi. İçini üçe beşe, kaça bölmek isterseniz bölelim.

Biri iş hayaliniz olsun mesela. Biri çocuğunuz için hayaliniz, diğeri arkadaş, bir diğeri eş, anne, baba, ortağınız, kardeş, yaşlılık, kendiniz, yaşadığınız yer .

Herbiri için en samimi hayaliniz ne?

1-Nasıl bir “kendinizle ilgili yaşlılık hayaliniz var örneğin?
Kimler var yaşlandığınızda yanınızda?
Arkadaşlar?
Aile?
Gençler?
Yeni tanışlar?
Kimse?
Köpek-kedi?

2- Ya sevgili-koca? Hayalinizdeki gibi mi ordaki durumlar?

3-Arkadaş hayali mesela?
Şimdi arkadaşlarınız tam da hayal ettiğiniz gibi mi?
Gelecekte de onlar mı var yanınınzda?

4- Anne-Baba-Kardeş hayaliniz
Hayalinizdeki daha mı şefkatli?
Tam da istediğinizi gibi her an sizin yanınızdalar mı?
Gerçek bu hayale yakın mı, uzak mı?

İlk üçü biraz kendi kontrol alanımızda olan hayaller. Onlara ulaşmak için yapabileceğimiz şeyler var.

Peki hangi hayalinizi daha çok büyütmek, gerçekleştirmek için çaba sarfetmek diğer hayalleriniz için de bir olumlu etki alanı oluşturur?

Sizi mutlu kılan hangi hayaliniz büyür veya hayal çemberinizdeki kendi önemini farklı bir yere taşır; büyütür veya küçültür?

Veya hayal ettiğinizden çok uzaklaşan bir gerçek sizi bir başka hayali gerçekleştirmeye taşımışsa, taşıyacaksa, o hayal küçülürken sizi üzmez mesela?

Untitled

“Hayaller kurma, gerçekci ol” diye diye büyütüldük, eğitildik. Oysa herşey hayal etmekle başlıyor yeni farkettik.

Şükür ki farkettik.

Ocak 29, 2013 at 10:16 pm Yorum bırakın

Bir Ömür Mutluluk, Paket Olsun Lütfen

 

onkapakReha Muhtar: 15.01.13 tarihli köşe yazısı

 

Dünyalar güzeli Kolej’li bir genç kızın aşkın ve evliliklerin labirentlerinde, tercihlerini sorgulaması, mutlulukları, mutsuzlukları ve hayal kırıklıklarıyla yüzleşmesini yazıyor kitapta…

 

Ancak bu “öyküye”, “yaşam koçluğu” penceresinden de bakıyor aynı anda…

Her kısmın sonunda kahramanı İpek’in tercihini sorguluyor ve nerede yanlış yaptığını bulmaya çalışıyor…

“O genç kız seçimlerinde farklılık yaratabilseydi, hayatı nasıl şekillenmiş olurdu acaba?..” sorusuna cevap arıyor…

Her yaşam koçu gibi, hayatımızın seçimlerimizden oluştuğunun farkında…

Başımıza gelen her şeyin aslında kendi seçimlerimizden ve tercihlerimizden kaynaklandığını biliyor…

Ocak 21, 2013 at 1:38 pm Yorum bırakın

Motivasyon İçin Küçük Bir İpucu

Untitled“Çok önemli potansiyel bir müşteriniz ile görüşmeniz var, hedeflerinizi tutturmanız bu görüşmeye bağlı. Arka plan bilgisini zenginleştirirsem; sektörde deneyim süreniz gerçekten uzun, teknik bilginiz de gayet iyi. Hangi soruları sormanız gerektiğini görüşmeyi nasıl şekillendirmeniz gerektiğine ilişkin tüm altyapıya sahipsiniz. Bununla birlikte adını da tam koyamadığınız bir şeyler içinizi kemiriyor, tırmalıyor işte. Tanıdık bir huzursuzluk hali. Kendi kendinize pek de pembe cümleler kuramıyorsunuz. Nedenini sormayın, somut bir gerekçe yok çünkü.”

Bu bir gerçek koçluk görüşmesi hikayesi. Evde denemek isterseniz satış yerine sunum öncesi performans kaygısı ya da mülakat öncesi gerginlik de diyebilirsiniz.

Böyle bir konu koçluk odağı olduğunda, kişinin kendisiyle yaptığı sessiz konuşmaların sesini biraz yükseltmek genellikle iyi geliyor.

Üç alternatif ile karşılaşabiliyoruz bu durumda.

Olumsuz İç Sesler:

“Eyvah olmayacak galiba”

“Keşke bugün olmasaydı bu görüşme, sabahtan beri her şey ters gidiyor zaten”

Bir aksilik olmazsa pek işe yaramıyorlar. Kendini gerçekleştiren kehanet tadında haklı çıkma olasılıkları çok yüksek bile olabiliyor.

Olumlu İç Sesler:

“Çok iyi geçecek”

“Sana bayılacaklar, senden çok etkilenecekler” Hatta “Bu kadar zamandır neredeydin? diye çıkışacaklar” Duymak her ne kadar iyi gelse de, yüksek motivasyon adına bir çok kişisel gelişim yazısında reçete edilse de, gerçek hayatta ne kadar işe yaradıklarını uzun uzun tartışabiliriz.

Ve Meraklı Sorular:

“Yeni bir müşteri yaratabilecek misin?”

“Seninle birlikte çalışmak neden onlar için en iyi karar olacak?”

“Senin/ kurumun/ teklifin hakkında ne düşünmelerini istiyorsun?”

“Senin / kurumun/ teklifin hakkında ne hissetmelerini istiyorsun?”

“Senin / kurumun/ teklifin hakkında ne yapmalarını istiyorsun?”

“Olası itirazları nasıl fırsata dönüştüreceksin?

“Bu görüşme bir şekilde istediğin gibi ilerlemezse, B-Planında neler var?”

Soru sorduğumuzda yanıt da üretmeye başlıyoruz. Böylece sadece iyi temenni cümlelerinin ötesine de geçebiliyoruz. Kendimizle yaptığımız konuşma bir diyaloga dönüşüyor. Ve böylece paradigma da değişiyor. Dışarıdan gelen olumlu bir temenni cümlesi duymak yerine, ardındaki değere ulaşabileceğimiz bir yolu keşfediyoruz.

Koçluk görüşmesi sonrasında arka cep notu: “Sen aslansın, bir tanesin” cümlelerinin ötesinde bir kendimizle diyalog başlatacak sorular çok daha fazla işe yarıyor. Evde deneyebilirsiniz:-)

Mine Kobal Ok, ACC

Ocak 8, 2013 at 7:45 pm Yorum bırakın

Kitap Kulubü

happiness_is_a_cup_of_coffee_coffee_mugs-p168101899164182046bfmjg_400Nasıl bir kitap kulübü hayal ediyorsun sorusuyla başladık. Biraz düşündük, biraz hayal kurduk, biraz şımardık ve çok da heyecanlandık:-)

İşte notlarımız:

-Bizi mutlu eden, keyif veren, düşündüren kitapları paylaşabileceğimiz aylık buluşmalar düzenlemek istiyoruz.

-Kitapları daha dolu dolu yaşamak ve paylaşmak için buluşma adresimiz kitabın konseptiyle paralel olsun dedik. Esas oğlan güzel pizza ya da makarna yapıyorsa, biz de bir İtalyan restoranında buluşuruz, ya da belirli bir dönem tabloları fonda yer alıyorsa, biz de biz sanat galerisini adres olarak seçeriz diye düşündük.

– Zaman zaman tanıdığımız ya da ulaşabildiğimiz yazarları da davet etsek ne güzel olur:-)

Sevgili kitap kurtları, “böyle bir kitap kulübü olsa da gitsem” cümlesi  son günlerde dilinize dolanmışsa, şimdiden hoş geldiniz:-)

Ocak ayının ikinci yarısında ilk tanışma toplantımıza katılmak için bana yazabilirsiniz. minekobalok@coachinghouse.com.tr

Mine Kobal Ok, ACC

Ocak 2, 2013 at 5:11 pm 4 yorum


Yeni gönderimlerden haberdar olmak için e-posta adresiniz

Diğer 86 aboneye katılın