Posts tagged ‘Değişim’

Israrcı Olmak ile Kararlı Olmak

Can karaburçak/ 2 Ağustos 2012

 

 

Israr edenler var etrafımda. “Lütfen bir kaşık daha al” dan başlıyor yelpaze, taa “Almazsan ölümü gör” e kadar gidiyor.

 

Kariyerim boyunce gözlemlediğim pek çok yönetici oldu. Gerek benim deneyimlediğim, gerekse de başkalarının anlattığı, koçluk yaptığım müşterilerimde gözlemlediğim veya onlardan dinlediklerim sayesinde epeyce zengin bir listem var.

 

“Israrcı” olan tipleri şöyle tarif edebilirim. Mutlaka takım üyelerinin kendi yönlendirdiği şekilde sonuca ulaşmalarını isterler. Olamayacak işleri bile bu tarzlarıyla  zorlarlar. Belki de tesadüfen başarıyı yakaldıklarında “bak ben söylemiştim” derler. Başarısız olunduğunda da “Siz beceremediniz, hadi bakalım bundan ne ders aldınız” diye sorarlar.  Onlarla çalışmak çok zordur. İlk fırsatta herkesin gidesi vardır. Yanındaki çalışanların kalplerini kırar, sonra özür dilerler.  Oysa kalp kırılmıştır bir kere.

 

Arundhati Roy’un  “Küçük Şeylerin Tanrısı” adlı kitabında, küçük kız çocuğu kalp kırdığında annesine yalvarır, “Lütfen bana bir ceza ver ve sonrasında beni affet” der. Anne ise “Başkalarına da böyle davrandığında bir ceza alıp bu yaptığından kurtulamazsın. Hayır sana bir ceza vermeyeceğim, bunu yapmış olduğundan dolayı  seni daha az seveceğim” der. “Unutma” diye ilave eder, “Başkalarına da böyle davrandığında onlar da seni daha az seveceklerdir’.

 

Daha az sevilmeyi önemsemeyebilir bir kısmımız. Önemli olan içten içe kendimizi sevmeye devam ediyor muyuz böyle davranınca? Zor soru doğrusu; sorması ve içtenlikle doğru yanıtlanması kolay değil.

 

Karalı olanlar ise hedeflerinden asla vazgeçmezler. Bunu yaparken, onları hedefe götürecek şekilde esnerler ancak. (omurgalı olarak tabii ki). Hayırı kabul etmezler. Tatlı tatlı ısrar ederler. Kararlı biri olarak onları ısrarcıdan ayıran şey, işe ve başarılı bir çıktıya odaklı olmalıdır, kendi dediğine değil:))

 

Değişim, Gelişim, Farkındalık; sondan başa geliyorum işte…

 

 

 

 

 

Ağustos 3, 2012 at 8:56 am 1 yorum

İnsan Kaynaklarındaki İnsanı Keşfetmek

Kendi kendimize sıkça sorduğumuz “Neden çalışıyoruz?” sorusuna verebileceğimiz olası yanıtlarımız arasında bu cümlelerin olduğunu düşünüyorum.

-Mecburum, ev taksidim, okul taksidim var.

-Çalışmayıp ne yapılır bilmiyorum ki?

-Bu kadar yıldır yaptığım/ bildiğim iş bu, yeni bir şeyler öğrenmek artık çok zor.

-Yaptığım işi gerçekten seviyorum.

Şu anda dünya sürekli bir değişim sürecinin içersinde. Bu şu anlama gelmiyor, endüstriyel dönemden bilgi dönemine dijital döneme geçeceğiz ve yeni bir dünya olacak. Değişim sürekli olmaya devam edecek, hep yeni oyun kurallarını öğrenmek, uygulamak ve hatta keyif alarak uygulamak durumunda olacağız, aksi takdirde saha içerisinde yer almak pek de mümkün olmayacak. Ekonomik krizler ve zorlu rekabet arenalarında çok iyi ezberlediğimiz bu cümleleri İnsan Kaynaklarına ve İnsan Kaynaklarının geleceğine taşıdığımızda neler söyleyebiliriz?

İnsan Kaynakları da değişiyor, tıpkı Personel Departmanından dönüştüğü gibi. İnsan Kaynakları artık Kaynak yerine İnsana odaklanmayı öğrenmekten bahsediyor. İnsan gücünü sahip olunan en değerli “kaynak” olarak tanımlamanın devamında yapılan yatırımların geri dönüşlerini hesaplamanın bir adım ötesine geçip, çalışanların değerlerini, kurumların değerlerini tanımaya öncelik veren yeni bir İnsan Kaynakları yaklaşımı geliştirmek durumunda. Bu değişim sürecinde “koçluk kültürünü” gerçekten anlayan ve uygulayabilen kurumlar fark yaratmaya devam edecekler. Artık Google’un eğlenceli ofislerini, Zappos’un değerlerini Facebook veya Twitter’da haber olarak paylaşmanın daha fazlasını yapıp hergün gidip geldiğimiz işyerlerine taşımamız gerekiyor. Tüm bu keyifli, daha insan odaklı ve aynı zamanda da zorlu süreçte bayrağı taşıyacak olan İnsan Kaynakları olacaktır.

Mine Kobal Ok

Mayıs 25, 2012 at 7:23 am Yorum bırakın


Yeni gönderimlerden haberdar olmak için e-posta adresiniz

Diğer 86 aboneye katılın