Posts tagged ‘Coaching House’

Kitap Kulubü

happiness_is_a_cup_of_coffee_coffee_mugs-p168101899164182046bfmjg_400Nasıl bir kitap kulübü hayal ediyorsun sorusuyla başladık. Biraz düşündük, biraz hayal kurduk, biraz şımardık ve çok da heyecanlandık:-)

İşte notlarımız:

-Bizi mutlu eden, keyif veren, düşündüren kitapları paylaşabileceğimiz aylık buluşmalar düzenlemek istiyoruz.

-Kitapları daha dolu dolu yaşamak ve paylaşmak için buluşma adresimiz kitabın konseptiyle paralel olsun dedik. Esas oğlan güzel pizza ya da makarna yapıyorsa, biz de bir İtalyan restoranında buluşuruz, ya da belirli bir dönem tabloları fonda yer alıyorsa, biz de biz sanat galerisini adres olarak seçeriz diye düşündük.

– Zaman zaman tanıdığımız ya da ulaşabildiğimiz yazarları da davet etsek ne güzel olur:-)

Sevgili kitap kurtları, “böyle bir kitap kulübü olsa da gitsem” cümlesi  son günlerde dilinize dolanmışsa, şimdiden hoş geldiniz:-)

Ocak ayının ikinci yarısında ilk tanışma toplantımıza katılmak için bana yazabilirsiniz. minekobalok@coachinghouse.com.tr

Mine Kobal Ok, ACC

Ocak 2, 2013 at 5:11 pm 4 yorum

Dünya Gazetesinde Coaching House Röportajı

İngilizce Eğitimlerle Müşteri Portföyümüzü Genişletiyoruz

“Koçluk yaklaşımıyla seminerler düzenleyen ve aynı zamanda grup ve birebir koçluk çalışmaları da gerçekleştiren Coaching House, Türkiye genelinde her şehirde seminerler, konuşmalar ve koçluk çalışmaları gerçekleştirebiliyor.

Ağırlıklı olarak finans, bilişim teknolojileri, ilaç ve hızlı tüketim sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarla çalıştıklarını söyleyen Coaching House kurucu ortağı Mine Kobal Ok, tüm programlarını Türkçe’nin yanısıra İngilizce de gerçekleştirebildiklerini dile getirdi. Bu sayede müşteri portföylerine yurtdışından isimler ekleyebildiklerini vurgulayan Ok, gelen talepler doğrultusunda Türkiye dışında seminer ve koçluk hizmetleri sunabildiklerinin altını çizdi. Geçen yıl ağırlıklı olarak çalışma gruplarının birbirlerini daha iyi tanımalarına, güçlü yönlerini ve değerlerini keşfetmelerine yönelik koçluk programları gerçekleştirdiklerine değinen Ok, ayrıca yurtdışından Advance Marketing ile yaptıkları işbirliği ile bilişim sektörüne özel programlar geliştirdiklerini kaydetti. 2012 yılı sonu itibarıyla mevcut müşterileriyle daha fazla başarı hikayeleri yaratarak derinleşmeyi hedeflediklerinin bilgisini veren Ok, “Her programı kurumun, hatta spesifik katılımcı grubunun ihtiyacına göre tasarlıyoruz, dolayısıyla öncesinde yoğun bir ev ödevi süreci çalışıyor. Yetişkinlerin deneyimler yoluyla öğrendiklerini biliyoruz, bu nedenle de programlarımızda “oyunlar” tasarlayarak çok yünlü bir bilgi/ deneyim paylaşımı için alan yaratıyoruz. Katılımcıların kendi doğrularını kendilerinin keşfetmesine yardımcı olacak, yüzleşme sahneleri yaratacak koçluk araç ve süreçlerini kullanıyoruz. Böylece her program farklı bir yolculuğa dönüşüyor.” dedi.

Eylül 13, 2012 at 6:04 pm 1 yorum

YolunAçık Yaratıcı Yolculuk Semineri

YolunAçık

Coaching House Yaratıcı Yolculuk Semineri

Önümüze açılan yollar arasından yaptığımız seçimlerle  bugünümüze ulaştık.

Peki yolculuğumuzun devamında neler olacak sizce?

Coaching House olarak, kendi yolculuğumuza çıkmak için farkındalık ve istekle hazırlandığımızda yolumuzun açık olduğunu biliyoruz.

Şimdi de merak ediyor ve size soruyoruz;

  • Çıkmayı çok istediğiniz ancak tam da adını koyamadığınız,
  • Hep çıkmaya niyet edip de ertelemek için bahaneler bulduğunuz,
  • Veya şimdi üzerinde olduğunuz ve yönünü değiştirmek istediğiniz o yola;

Bir fırsat yaratıp doya doya bakabilmek,

İnce ince planlayıp, koordinatlarını yaşam haritanızda belirlemek

Ve yolunuzu bu defa farkındalıkla ve kararlılıkla tekrar seçebilmek

İster miydiniz, cesaret eder miydiniz, keyif  alır mıydınız?

 

Yanıtınız “EVET” ise kendi yolculuğunuzu planlamaya şimdiden hoş geldiniz:-)

 

 

Dışarıya bakan rüya görür, içeriye bakan uyanır. Carl G. Jung

“YolunAçık” programını, kendi yolculuğunu tasarlamak ve yola çıkmak isteyenler için oluşturduk.

Yeni program için mutfağa girdiğimizde kendimize sorduğumuz ilk soru “Yaşamdan nasıl daha keyif alabiliriz?” oldu. “İşten ve sosyal hayattan başlayıp kendi içimize nasıl bir yolculuk tasarlayabiliriz?” diye düşünmeye ve hayal kurmaya devam ettik. Sonrasında kendimize biz nasıl bir program olsa koşa koşa katılmak isteriz diye sorduk.

Öyle bir program olmalı ki;

  • Çok değerli farkındalık sahneleri deneyimleyebilelim,
  • İçinde bilgi olsun, ancak konuşarak, dinleyerek, sessiz kalarak, görerek,bakarak, dokunarak,hissederek,keyif alarak öğrenelim,
  • Sadece öğrenmekle de kalmayalım, sonrasında yaşamımıza taşıyabilelim,
  • Kendimizin; deneyimlemek, olmak istediğimiz halimizle tanışalım,
  • Çevremizdekiler  bu program sonrası  mutluluğumuzu farketsinler, onlara da yansısın,
  • Daha önce katıldığımız hiç bir eğitime/ seminere/ atölye çalışmasına benzememek gibi bir iddiası da olsun.

Sonrasında çok çalıştık, okuduk, sorduk, soruşturduk, düşündük, yazdık, çizdik, sildik, ince ince dokuduk ve sizlerle paylaşmaya hazır yepyeni üç modül oluşturduk;

                                   1. Modül:  Farkındalık

                                   2.Modül:  Gelişim

                                   3.Modül:  Değişim

 

Neden YOLa  Çıkıyoruz?

Koçluk yaklaşımıyla oluşturulan üç modülün sonunda;

  • Yaşamın bütününe daha gülümsüyerek bakmak,
  • Profesyonel, sosyal ve özel yaşamdan daha keyif almak,
  • Kendi yolculuğumuzun rotasını kendimiz çizmek için adım atmış ve detaylı bir plan yapmış olacağız.

Olacaksınız yerine olacağız diyoruz, çünkü iletişimin çok yönlü olduğu bir programa sizleri davet ediyoruz. Sadece bir bilen, öğreten ve öğrenenler yerine, açık ve keyifli paylaşımlarla hep birlikte zenginleşeceğimiz, büyüyeceğimiz, büyüleneceğimiz bir yolculuk tasarladık. Sürpriz konuklar, hikayeler, uygulamalarla yeni renkler yeni rotalar keşfedecek olmanın heyecanını yaşıyoruz.

Siz de kendinizi ve olmak isteyeceğiniz versiyonunuzu keşfetmek istiyorsanız sizinle  yol arkadaşı olmak istiyoruz.

 

                        Bizler düşlerin malzemesiyiz.  W.Shakespeare

Birinci Modül: Farkındalık

Hadi “Yolumuz”a bakalım:-)

Devam eden iki modüle temel oluşturacak ilk modülde özetle duygular, düşünceler ve davranışlar arasındaki ilişkiyi deneyimleyeceğiz.

Bireysel farkındalık ile gerçek anlamda tanışmak, anda kalmayı, akışta olmanın keyfini tatmayı konuşacağız, dinleyeceğiz, anlayacağız ve deneyimleyeceğiz. Böylece hem kendi yaratıcı potansiyelimizle tanışacak, hem de yanıt aradığımız alana yönelik farklı bakış açılarını değerlendirebileceğiz.

Farklı bakış açıları derken kendimiz kaynaklı keyifli deneyimlerin yanısıra, hayal kahramanları, bilim insanları veya antik çağdan  konuklar da davet edeceğiz.

İkinci Modül: Gelişim

Yolculuk nereye bilirsen

 “Yol Açık”

Yolun açık olduğunu bize hatırlatacak kıvılcımı büyütmeye başladığımız Gelişim Modülünde yeni zihinsel alışkanlıklar geliştirmek üzere olası tüm detayları ile yaratıcı yolculuğumuzu tasarlayacağız.

Önce tüm farkındalığımızla yaşamamızın farklı alanlarında nasıl bir başarı/ mutluluk hikayesi yazmak istediğimize karar vereceğiz.

Hikayemizi farklı iç seslerimizden dinleyeceğiz, sonrasında onu nasıl yaşayacağımıza karar vereceğiz. Fon müziğinden, dekor seçimine kadar çekim setini tasarlayacağız. Farklı sahnelerde baş rolü kimlerle paylaşacağımıza, yardımcı rollerde kimleri görmek istediğimize karar vereceğiz.

Nasıl bir yolculuk hikayesini canlandırmak istersiniz? Pembe romantik bir film mi, yoksa bol adrenalinli bir macera filmi mi? Siz karar vereceksiniz

Üçüncü Modül: Değişim

Çantaları hazırlıyoruz: Hadi artık “Yola Çık”

Artık çantamızı hazırlıyoruz. Yolda yanımıza neler almak istiyoruz? Hem tüm ihtiyaçlarımızı karşılaya

cak, hem de hafif bir çanta hazırlamak mümkün mü?

Nereye gidersek gidelim, hep bizimle olacak değerlerimizi nasıl yaşayacağımızı bu modülde konuşacağız ve uygulama adımlarını deneyimleyeceğiz. Başka bir ifadeyle kendimizin en iyi hali olmanın tadını çıkarmaya başlayacağız.

Kendimizle olan ilişkimizden başlayarak, profesyonel,sosyal ve özel yaşamda sade, sakin ve içten halimizi resmedeceğiz.

 

 Güle Güle:)

“YOLuna ÇIK,  çünkü  YOLun AÇIK”  

 

 

 YolunAçık için notlar;

 

Farkındalık, Gelişim ve Değişim’in keyifli olduğu kadar zorlu bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yolun başındaki yüksek motivasyonunuzu korumak ve  daha da canlandırmak için sizleri yol arkadaşlarınızla biraraya getirmeyi öneriyoruz. Özellikle de çıkılacak bir yolunuzun olduğunu ve yolunuzun açık olduğunu duymanın çok değerli olduğu  dönüm noktalarında:-)

İlk modül: Farkındalık

Tarihler: (Toplam 18,5 sat)

04 Ekim 2012 Perşembe    (19:00-21:30)

05 Ekim 2012 Cuma           (09:30-17:30)

06 Ekim  2012 Cumartesi  (09:30-17:30)

Yer: İstanbul/Avrupa Yakası (Daha sonra yer bilgisi netleştirilecektir)

Katılım Bedeli : 550 TL +KDV

31 Temmuz’a kadar  yapılacak ödemelerinizde % 30 indirim

31 Ağustos’a kadar   yapılacak ödemelerinizde % 20 indirim

15 Eylül’e kadar  yapılacak ödemelerinizde       %10  indirim

Sorularınız için info@coachinghouse.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Websitemizdeki kayıt formunu doldurarak programa başvurabilirsiniz.

  

 

Haziran 17, 2012 at 2:06 pm Yorum bırakın

Koçluk Kültürü Anket Çalışması 2- Güven

Kurumunuz Ne Kadar Sağlıklı?

Kurumların da bireyler gibi olduğunu biliyoruz. Doğum öncesi sancılar, kendi ayaklarının üzerinde durmadan önceki tay tay dönemleri, sonrasındaki çocuk iyimserliği, ergenlik heyecanı ve devam eden olgunluk dönemi… Hangi kurum hangi aşamada ne kadar kalır ya da bir sonraki adımı atabilir mi sorularının yanıtındaki gizli öznenin “sağlık” olduğunu düşünüyorum. Kurum ne kadar formda ise o ölçüde büyüyecek, var olma nedenini gerçekleştirmek adına “değer” yaratabilecektir.

Kurumun ne kadar sağlıklı olduğunu anlamak için hissedilen “güven” etkili bir başlangıç olacaktır. “Güven” sözcüğüne biraz daha yakından baktığımızda çalışanlar arasındaki güveni, yöneticiler ve çalışanlar arasındaki güveni, çalışanlar ve müşteriler arasındaki güveni görüyoruz.

Geçtiğimiz günlerde tamamladığımız Koçluk Kültürü Anket Çalışmasında merak ettiğimiz güven sorularını 189 katılımcıya yönelttiğimizde aldığımız yanıtlar şöyle oldu:

-Ankete katılanların sadece yarısı zor bir durum söz konusu olduğunda bağlı çalıştığı yöneticisinin kendi yanında olacağını düşünüyor.

-Katılımcıların sadece %37’si güveni sağlamak adına “gerbildirim” süreçlerinin kendi kurumunda etkili çalıştığını düşünüyor.

-Katılımcıların tamamı ise koçluk kültürüne sahip bir kurumda çalışmanın işe bağlılıklarını olumlu yönde etkileyeceği yönünde görüş birliğine sahip.

Soru: Sizin kurumununuz yöneticiye duyulan güven konusunda ortalamayı nasıl etkiliyor?

Soru: Sizin kurumunuzda geribildirim süreçleri nasıl algılanıyor? Profesyonel/ kişisel gelişim için keyifli ve çok yönlü bir süreç olarak mı, yoksa tek taraflı fırça tadında güç gösterileri olarak mı?

Soru: Çalışanlarınızın işe bağlılıklarının artması Sizin için ne anlam ifade ediyor?

İyi haber: Tüm bu soruların yanıtlarını farklı bakış açılarıyla keşfetmek ve uygulama adımlarını tanımlamak adına koçluk süreciyle alınacak çok yol var:-)

 

Mart 22, 2012 at 6:00 pm Yorum bırakın

Kurumlarda Koçluk Kültürü Anket Çalışması 1

Çalışanlar arasında güven olduğunda  motivasyonun, işe bağlılığın, mutlu müşteri hikayelerinin, yüksek iş sonuçlarının devamında geldiğini, insan gücünü kurumların en değerli varlığı olarak tanımladığımızdan bu güne çok iyi biliyoruz. Peki bu bilgi gerçek hayatta ne ölçüde yaşıyor?

189 kişinin katıldığı kurumlarda koçluk kültürünü biraz daha iyi tanımlayabilmek amacıyla düzenlediğimiz anket ile bu sorunun yanıtını aradık. Kurum içerisinde çalışanlar arasında yüksek düzeyde güven olduğunu düşünüyorum sorusunda katılımcıların % 38’inin olumlu yanıt verdi.

Bu oran Sizce nasıl? Bu oranı yükseltmek için Sizce neler yapılabilir?

 

Mart 15, 2012 at 10:13 am Yorum bırakın

Bir Kelebeğin Koçluk Hikayesi

Koçluğu kişinin kendi kaynaklarına ulaşarak ne istediğini ve eylem adımlarını tanımladığı sistematik bir süreç olarak tanımlıyoruz. Bununla birlikte koçluğun tam olarak ne olduğunu anlatabilmenin bir çok koçu ne kadar zorlayabileceğini de çok iyi biliyoruz. O nedenle Sandro da Silva’nın kelebek metaforuyla paylaştığı hikayede olduğu gibi koçluğun farklı çalışma alanlarından (danışmanlık, mentorluk, rehberlik, terapi) farkını anlatmanın iyi bir başlangıç olacağını düşündük.

Daha iyi uçmak için yeni beceriler öğrenmek isteyen kelebeğe

Danışmanın yanıtı: Senin ihtiyaçlarına özel hazırlamış olduğum plan burada, adım adım uyguladığında istediğin performansa ulaşacaksın.

-Mentorun yanıtı: Sevgili Kelebek, zamanında ben de çok zorlanmıştım. Şimdi bana dikkatle bakmanı istiyorum. Kanatlarımı nasıl kullandığımı iyice anladıysan, sıra sende demektir. Yok hayır, önce başını kaldıracaksın. Aynen böyle, gördün mü?

-Rehberin yanıtı: Demek daha iyi uçabilmek için yeni beceriler kazanmak istiyorsun. Peki daha iyi uçmaktan ne anlıyorsun? Senin için daha iyi uçmak ne demek?

-Terapistin yanıtı: Geçmişte benzer bir gelişim isteğin olmuş muydu? Seni neler zorlamıştı? Şimdi o ana gitmeni istiyorum…

-Koçun yanıtı: Bir ile on arasında bir ölçekte sahip olduğun becerileri değerlendirdiğinde kendini kaçta görüyorsun? Bu görüşmenin sonunda kaçta olmak istersin? Ulaştığını nereden anlayacaksın? Yeni beceriler kazanmak için hangi kaynakların var? Daha farklı kaynaklar neler olabilir? Bu kaynaklara nasıl ulaşabilirsin? Daha iyi uçmanın senin için değeri nedir? Bu konuda motivasyonunu nasıl değerlendiriyorsun? İlk atacağın eylem adımı ne olur? Bu adımı ne zaman gerçekleştirebilirsin?

Sonuç olarak “koç” koçluk alan kişinin tüm kaynaklara sahip olduğunu bilerek kendisinin konuyu tüm açılardan değerlendirebilmesi ve eylem adımlarını belirleyebilmesi için alan yaratan kişidir.

İşte bu nedenle biz “En iyi koç orada olmayan koçtur.” diyoruz:-)

Koçluk ile ilgili tüm sorularınız için info@coachinghouse.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Mart 1, 2012 at 8:00 am Yorum bırakın

İç sesiniz nasıl cümleler kuruyor farkında mısınız?

Milton Erickson bilinçsiz zihnimizin; açılımlara, fırsatlara, metafor, sembol ve tezatlara tepki verdiğini  incelemiş ve bunu çalışmalarında kullanmış. Burada kurduğumuz cümlelerde kullandığımız kelimelerin önemini vurgulamış.

Kendimize kurduğumuz cümlelerin ne kadar farkındayız? Yakalayabildiğim kadar sık olmak kaydıyla iç sesimin cümle yapısını hemen kağıda dökmeye karar verdim bir süre için. Karşılaştığım cümlelere baktığımda, sonrasında atacağım adımlarımı ne kadar şekillendirdiğin farkediyorum.

Bunu geçmiş “siz” ile de yapmanız mümkün. Hatta oldukça öğretici diyebilirim. Geçmişte almış olduğum ve bana mutluluk vermiş, beni coşturmuş, motive etmiş kararlarım öncesi ruh halimi gözümün önüne getirdiğimde, hemen kendime kurduğum cümleleri hatırlayabiliyorum. (teşekkürler eşsiz beynim)

“Bunu yapabilirsin, yapmak için şöyle organize olursun, şunları koordine edersin, gerçekleştirdiğinde şunları duyacaksın” gibi içimden konuştuğumu hatırlayabiliyorum.  Bu çok önemli bir kelime, çünkü tanımı yapılmış net bir hedefim var,  yapabilirsin pozitif bir yaklaşım, şöyle  organize olmak kısmına geçilmeden once pozitif yaklaşım ile görsel beyin sistemim devreye girmiş. Yapabilsek trilyonlarca seçenek sunabiliriz/görebiliriz, onlarcası da yetmiş bana geçmişte. İşte bu sayede planlayabilmişim, gerçekleşince nasıl hissedeceğimi öngörebilmişim. Tüm bunlar beni o yolda tutmuş.

Başarmak için kapasitem, isteğim,  hatta kendime güvenim varken başarısız olduğum anlara baktığımda hatırladığım iç sesim şunları söylüyordu: “Başına birşeyler gelecek ve yapamayacaksın, hep böyle olmaz mı, seninle alakalı olmasa da sonuç senin istediğin gibi olmayacak.” Yapamayacaksın dediğim an duygusal beyin sistemine kitlenmiş ve tüm olumsuz deneyimlerime takılı kalmışım. Ondan sonrası zaten kendiliğnden oluşmuş, bildiklerimi unutmuş, başarısızlığı tatmışım.

Kendinizi bir işi yapmaya götüren, motive ettiren, heyecanlandıran cümleniz emir kipinden de olabilir. Örneğin beni iç diyoloğumda  motive eden cümle “yapabilirsin” olurken, sizi eden “yapacaksın” olabilir. Önemli olan bunu farkediyor olmanız.

Şimdi oyuna hazır mısınız? İç sesinizi cümleler olarak kağıda dökün bakın nasıl konuşuyor sizinle? Nasıl konuşunca motive oluyorsunuz? Bunu daha da yaygınlaştırıp  kurduğunuz cümleleriniz sonucu, eşinizin, çocuğunuzun ekip arkadaşlarınızın davranışlarına bakın; Milton Erickson’un bize sunduğu ipucunu kullanabilir, önce kendimizin, sonra da paydaşlarımızın bilinçsiz zihnine ulaşıp onlara uygun cümle yapısıyla, sembol metafor ve tezatları kullanarak, güçlü sorular sorarak hayallerini gerçekleştirmede yardımcı olabiliriz. Biz buna koçluk yapmak diyoruz zaten…

Can Karaburçak

Şubat 16, 2012 at 1:08 pm Yorum bırakın

Sınıf içi Eğitimler Ne Kadar Etkili?

Eğitim programları düzenleyen bir firma olarak zorlayıcı bir soru sorduğumuzu biliyorum. Bununla birlikte sınıf içi programlarının ne kadar etkili olduğunu, uygulamada/ sahada ne ölçüde değer yaratabildiğini Coaching House olarak sorgulamayı seviyoruz.

Siz ne düşünüyorsunuz?

İşte Coaching House olarak yanıtımız;

Önce sınıf içi eğitimlerin inandığımız artıları:

-Öğrenci olmanın keyifli ve büyüten bir deneyim olduğundan yola çıkarak eğitim atmosferinin katılımcıların kendilerini daha objektif değerlendirebilecekleri bir alan yarattığını söyleyebiliriz.

-Katılımcıların eğitim yatırımını kurumun kendilerine verdiği değerin göstergesi olarak konumlandırmasının, motivasyonlarını olumlu yönde etkilediğini biliyoruz.

-Katılımcılar sınıf içi eğitimlerde en iyi uygulama örneklerini ve sorularını birbirleriyle paylaşabilirler, böylece çok yönlü bir öğrenme süreci çalışır.

-Sınıf içi eğitimlerde uygulama ve rol çalışmalarında yapılan hatalar sıfır maliyetiyle tüm katılımcılar için bir hediye niteliğindedir.

-Kurum genelinde ortak bir yaklaşım geliştirmek için güçlü bir temel oluşturur.

Şimdi de soru işaretleri:

“Harita arazi değildir” cümlesi benzerini eğitime taşırsak “eğitim ortamı gerçek dünya değildir” diyebiliriz.

Eğitimlerde hata yapmanın maliyetinin olmadığı tamamen güvenli bir ortamda vakalar üzerinden çalışmak kuşkusuz çok değerli olmaktadır. Ancak masanın hangi tarafında olursak olalım hepimiz çok iyi biliyoruz ki; gerçek dünya eğitim içeriğindeki senaryolardan çok daha karmaşık ve öngörülemeyen değişkenlerle dolu… Aslında işin keyifli yanı da biraz da burada saklıJ

Coaching House olarak neleri farklı yapıyoruz?

Sınıf içi eğitimlerdeki bilgi ve beceriye yönelik odağımızı “Farkındalık, Gelişim ve Değişim” sürecinin sadece bir bölümü olarak konumlandırıyoruz. Sınıf içi programların devamında sürekli öğrenmeyi, gelişimi ve değişimi nasıl destekleyebileceğimizi tasarlıyoruz. Bu noktada saha gözlemleriyle birlikte en güçlü aracımız “koçluk” oluyor.

Yapılan çalışmalar eğitim sonrasındaki koçluk sürecinin davranış ve tutum değişikliğine olan katkısını somut olarak açıklıyor.

Koçluk yaklaşımı neler katıyor?

-Sürekli öğrenme sürecini destekliyor.

-Katılımcıların davranış değişikliği için motivasyon kaynaklarına ulaşıyor.

-Katılımcıların kendi güçlü yönlerini keşfetmeleri için alan yaratıyor.

-“Ne? ve Nasıl?” sorularının devamında sürdürülebilirlik için “Neden?” sorusuna odaklanılabiliyor.

Mine Kobal Ok

 

 

Şubat 9, 2012 at 11:27 am Yorum bırakın


Yeni gönderimlerden haberdar olmak için e-posta adresiniz

Diğer 86 aboneye katılın